Anne-Baba Olarak Tutum Ve Davranışlarımız

Bizi Instagram'da takip etmek ister misiniz?

Anne-Baba Olarak Tutum Ve Davranışlarımız

Aile çocuk için ilk sosyal çevredir. Çocuklar hayatla ilgili ilk tecrübelerini, toplum içerisinde nasıl davranmaları gerektiğini ilk ailesinden öğrenir. Bir bebek anne karnındayken bile ailenin onun üzerindeki etkisi başlar. Bebeğin ileriki sağlığını ve benlik saygısını ilk yıl içinde çocuğun fiziksel sağlığı, uyumu, mizacı ve aileden gördüğü sevgi ve destek onun gelişiminde önemli rol oynar.
Bütün ebeveynler çocuklarının mutlu, başarılı doyurucu bir geleceğe sahip olmalarını ister. Peki tüm bu özelliklere sahip olmaları için neler yapar ne kadarı doğru yaparlar. Gelecek nesilleri yetiştiren siz anne babaların çocuk eğitimi yönünden insan ilişkileri ve iletişim yönünden, bilgili, bilinçli ve duyarlı olması çok önemlidir. Bunun için anne babanın yaklaşım tarzı, tutumu en büyük etkendir. Bu tutumlar; anne ve babanın çocuklarına karşı sergiledikleri davranış şekilleri, bir olay karşısında sergiledikleri tutumlar, anne-baba ile çocuk arasındaki ilişkinin yönünü ve şeklini belirler. Bu tutumlardan bazıları şunlardır:

BASKICI – OTORİTER TUTUM

Otoriter ana-babalık etme, çocuklarla tartışmadan, anlaşmadan, onların isteklerini göz önünde bulundurmadan anne ve babanın kendi aralarında kararlaştırdıkları kuralları baskılayıcı bir şekilde uygulamasıdır. Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan ebeveynler, çocuğu kendi tasarladıkları bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler. Çocuğun hata ve yanlış yapma hakkı yoktur. Anne ve babalar çocuklarının yaşı ve yapabileceği bir kapasitenin üstünde beklentide bulunurlar. Bu tür çocuklar belirli bir kapasite düzeyine sahip olsalar bile anne-babanın beklentisi onun çok üstünde olduğu için beklenen davranışları gerçekleştiremez ve sonunda kendilerine olan güvenleri azalır. Bu gibi tutumlar yetersiz sosyal gelişime neden olmaktadır.

Otoriter Tutumla Yetiştirilen Çocuk;
• Akranlarına kıyasla sosyal ve iletişim becerileri ile girişimcilik yeteneklerinin zayıf olduğu görülür.
• Öz güveni hemen hemen yok gibidir.
• Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusu geliştirebilir.
• Kibar, sessiz, uslu, dürüst olmasına rağmen küskün, çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir yapıya sahip olabilmektedir.
• Boyun eğici ya da tam tersi isyankar da olabilir.

AŞIRI KORUMACI TUTUM

Ebeveynin aşırı korumacı tutumu, çocuğa gereğinden fazla kontrol ve özen gösterilmesi anlamına gelir. Koruyucu tutum daha çok anne-çocuk arasında gözlenir. 8-9 yaşlarına geldiği halde, yemeğini annesinin yedirmesini bekleyen, 11-12 yaşlarında ana-babasıyla aynı yatağı paylaşan hatta annesi tarafından yıkanan çocuk örnekleri vardır. Böyle bir ortamda, anne ile iç içe geçmiş beraberliği, çocukta bir anne bağımlılığının oluşumuna neden olabilir.

Koruyucu Tutumla Yetiştirilen Çocuk;

• Her sorun anne baba tarafından çözülmüş, çocuk bunları yaşama ve öğrenme fırsatı bulamamıştır.
• Çocuk çevresindekilere aşırı bağımlı, duygusal yönden zayıf, kendine güveni olmayan bir kişi haline dönüşebilir.
• Toplumsal gelişimi engellenmiştir ve bu da çocuğun arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve arkadaşları tarafından dışlanmasına neden olabilir.
• Neyi yapıp, neyi yapamadığını bilemez.
• Aşırı bağımlı, pasif, beceriksiz ve öz güvensizdir fazlaca bağımlı olup her şeyi anneden beklerler.
• Kendi başlarına karar vermekten aciz, sormadan bir şey yapmayan, girişim yeteneklerinden yoksun olurlar.

Bunları yapıyorsanız Aşırı koruyucu bir anne olabilirsiniz:
• Çocuğunuzun hareketlerini başına gelebilecek fiziksel zararlardan korumak için kısıtlıyorsanız.
• Çocuğunuza ev işi gibi hiçbir sorumluluk vermiyorsanız.
• Düzenli olarak çocuğunuzun ev ödevini yapıyorsanız.
• Ayrı yatağı olasına rağmen sizinle birlikte uyumasına izin veriyorsanız.

AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ TUTUM

Bu yaklaşım içerisinde olanlar, çocuklarının karşısında teslim olan, onların ısrarlı isteklerini yerine getiren, onları şımartan, onlara fazlasıyla özgürlük tanıyan, kolaylıkla boyun eğen ana-babalardır. Hiçbir zaman kesin kurallar belirtilmez. Bunun sonucu olarak, böylesi ailelerin çocukları, hiçbir zaman kendi davranışlarını kontrol etmeyi öğrenemezler. Her zaman kendi yollarının izlenmesini, isteklerinin gerçekleştirilmesini beklerler. Aşırı hoşgörü ile yetişen çocuklar bir süre sonra anne ve babasını denetimi altına alırlar, onları tehdit etmeye başlar ve istekleri olmadıkça tehditlerini uygularlar.

Aşırı Hoşgörülü Tutumla Yetiştirilen Çocuk;

• Kuralsızlığa alışan çocuklar, okuldaki kurallarla karşılaşınca okula ve arkadaş çevresine uyum sağlayamazlar.
• Her istediklerini elde ettikleri için bir süre sonra doyumsuzluk yaşamaya başlarlar. Bu doyumsuzlukları zararlı alışkanlıklar edinmelerine sebep olabilir.
• Nadiren başkalarına saygı duymayı öğrenebilir ve kendi davranışlarını kontrolde zorlanır.
• Okula uyum sağlayamayan, evde ana-babasını yönetmeye çalışan, doyumsuz, bencil, kendine güveni olmayan, diğer kişilere aşırı bağımlı bir kişi olabilir.

DESTEKLEYİCİ-YETKİLİ VE GÜVENİLİR TUTUM

Anne-baba tutumları içerisinde en ideal olanıdır. Anne-baba ve çocuk arasında sıcak bir iletişim vardır. Aile çocuğu destekler ve bu tür çocuklar, sorumluluklarını bilen, çevresine saygılı, sosyal açıdan gelişmiş mutlu bireyler olarak yetişir. Kendi adlarına karar verebilen, basit olsa da kendi başlarına işler yapamaya çalışırlar. Kendi haklarını savunurken başkalarının haklarını saygı duyarlar. Öz güven ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişir.

Desteleyici-Yetkili ve Güvenilir Tutumla Yetiştirilen Çocuk;

• Öz güvenleri yüksektir ve sorumluluk sahibidirler.
• Sosyal açıdan mutlu ve uyumlu çocuklardır.
• Yaratıcı ve bağımsızdırlar.
• Kolaylıkla iletişime geçebilirler.
• Empati yeteneği gelişmiş, arkadaş canlısıdır.

Güven veren, destekleyici anne-baba tutumları
• Anne –baba çocuğu olduğu gibi kabul eder.
• Çocuğa ifade özgürlüğü tanınır. Çocuk susmaya değil konuşmaya teşvik edilir.
• Anne-baba çocuğa iyi model olmaya çalışır.
• Kuralların sınırları bellidir. Böylece çocuk nerede nasıl davranacağını bilir.
• Çocuğa şiddet ve duygusal yaptırım gücü yerine, anlatarak ikna etmeye çalışırlar.
• Evde uygulanacak kuralları çocuklarıyla beraber belirlerler ve bu kurallara herkes uyar.

PEKİ ÇOCUĞUMUZA NASIL DAVRANMALIYIZ?

• Çocuklarımızla beraber evde uygulanacak kuralları belirleyerek başlayabiliriz. Böylece rahatça hareket edebilecek ama bunun yanında sınırları belli olan bir yaşam alanı olmuş olacaktır.
• Çocuklarımıza her şeyi hazır sunmak yerine kendi başlarına karar alabilmelerini sağlamak ve hayatın zorluklarıyla nasıl başa çıkabileceklerini öğretmemiz gerekir.
• Çocuklarımızın yaşlarına ve gelişim düzeyine uygun sorumluluklar vermeliyiz. Bunların başında kendi başlarına yemeklerini yeme ve kendi yataklarında uyuma gelir.
• Çocuğumuzun ileride kendine olan güveninin artması için, mümkün olduğunca ona güvendiğimizi ve onun güzel şeyler başarabileceğini hissettirmemiz gerekir. Böylece onunda kendine olan inancı artacaktır.
• Çocuklar dünyayı ilk anne-babalarının gözleriyle görür ve tanırlar. Çocuk kendisine nasıl davranılırsa doğru olanın o olduğunu, kendisinin de dünyayla aynı ilişkiyi kurması gerektiğini öğrenir. Bu tutum uzun yıllar devam ettiğinde kişilikte bu yönde gelişir.

 

FATMA YILDIZOĞULLARI
PSİKOLOG

Paylaş:

Etiketler:


Fatma Yıldızoğulları
Fatma Yıldızoğulları

Merhabalar, ben Fatma Yıldızoğulları İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunuyum.