Cemal Süreya, Gerçekten Sevdi Mi?

Cemal Süreya… Duyduğumuzda, aklımıza aşkı getiren şair… “Beni ayakta tutan gözlerin” diye anlatır sevdiğinin gözlerini. Çoğu dizeleri de sevdiğinin gözlerine yazılmıştır.

Cemal Süreya’nın hayatını inceleyecek olursak şöyle; 5 evlilik yapmış. Şimdi bu duyulduğunda ‘e kime aşık oldu bu kadar’ diyebilirsiniz. Hangisine?

Cemal Süreya annesini erken yaşta kaybetmiştir. Babası başka bir kadınla evlenmiş ancak ailede sorunlar oluşmuştur ve bu kadınla da ayrılmıştır. Ardından üçüncü evliliğini yapmıştır. Yani Cemal Süreya hep ‘anne’ eksikliğiyle yaşamıştır. Cemal Süreya’nın ilk eşi ise ortaokul da sıra arkadaşı olduğu Seniha Nemli’dir. Bu yaşında annesini kaybeden Süreya, yakınındaki arkadaşı Seniha’ya aşık olmuştur. Belki de Seniha’da annesini aramıştır.

Bu evliliği bazı problemler yüzünden biten Süreya, daha sonra Zuhal Tekkanat ile evlenmiştir. Ancak bu evliliğinden de aradığını bulamamış ve evlilik ayrılıkla sonuçlanmıştır. Ardından büyük bir aşk duyduğunu belirterek Güngör Demiray ile evlenmiştir. Ancak bu evlilikte 1 yıl sürmüştür. Ve Zuhal Hanım ile tekrar evlenmiştir. Fakat bu evlilikte ona yaramamış ve ayrılmayla sonuçlanmıştır. Ve son olarak da Birsen Sağnak ile evlenmiştir.

Yaşamının son dönemlerinde yüksek derecede huzursuzluk yaşamıştır. Şimdi Süreya’nın hayatına psikolojik olarak bakalım;

Süreya, tüm kadınlarda annesini aramış olabilir mi? Buna, cevabı şu dizeleri veriyor gibi, “Annem çok küçükken öldü, beni öp, sonra doğur beni.”

Annesini ortaokulda ki yakın arkadaşını Seniha da bulup, onunla evlenmiş olabilir mi? Ancak annesi dışındaki hiç kimse ona aradığını veremeyecektir. Bu yüzden huysuz ve çekilmez bir adam haline gelmiş, Süreya. Aradığını bulamadığı için de sorunlar yaşamış ve ayrılmıştır ‘seviyorum’ dediği kadından.

Ama arayışı biter mi yüreği yangın bu şairin? Sonra ki eşlerinde de bunu aradı belki de. Ama hiç birinde bulamadı. O yüzden alkol bağımlısıydı. O yüzden tüm kadınlarla sorunlar yaşadı. Geçinemedi. ‘Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git’ dedi, giden o kadına. Ama kimdi o giden kadın. En başta annesi değil miydi?

‘Ne kadar da çok sevmiş’ dediğimiz bu adam gerçekten sevdi mi, yoksa hep annesini mi aradı?

Emrah BİNGÜL

Psikolojik Danışman