
Google'a "mavi" yazdığınızda aramalarda ilk olarak "mavi balina nedir" yazısı karşımıza çıkıyor ve ardından yaklaşık 0.33 saniyede 7.810.000 sonuçla karşılaşıyorsunuz.
Son günlerde özellikle ‘’momo’’ karakteriyle beraber internetteki bu aramaların ve bu oyunlara dair merakın daha çok artmış olması şaşırtıcı değil. Hatta çocuğunu bu tür oyunlardan korumak isterken, bu konulardan hiç haberi olmayan çocuğunun merakını tetikleyen ve çocuğun internette bu tür aramalar yapmasına, dolayısıyla, momo ve benzeri türlere rastlamasına sebep olan ebeveynlerle de karşılaşıyoruz bu süreçte.
Özellikle geçen günlerde Van’da ve İzmir’de 14 yaşlarındaki iki çocuğun intiharının mavi balina oyununun etkisinden olabileceği söylenince şunu da sormak gerektiğine inanıyorum. Acaba bazı aileler, bu intihar olaylarının sorumluluğunu kendi üzerlerinden atmak için, şu sıralar popüler olan bu oyunlara yüklüyor olabilir mi? Diyelim ki evet bu oyunların etkisiyle intiharlar oluyor. Peki bu durumda aile bu olayın neresinde sizce ? Tam da ortasında işte. Çünkü kaçırdığımız bir nokta var. Mavi balina, momo ya da adı her ne olursa olsun. Sonuçta teknoloji çağındayız ve bu tür oyunlar zamanla daha da artacak. Bu tür uygulamaların kötü olduğunu kabul etmekle beraber bizim anne baba olarak burada rolümüz ne ona bakmalıyız.
Yapılan birçok araştırmada ister madde ister teknoloji bağımlılığı olsun, bu tür bağımlılıklarda aile bağları güçlü olmayan, ilgisiz kalmış çocukların her zaman risk grubunda üst sıralarda yer aldığı belirtilmiştir. Muhtemelen bu cümleyi okuyan her ebeveyn, içinde ben çocuğuma karşı ilgiliyim diyecektir. İşte bu noktada ilgiden ne anladığımız çok önemli. Mavi balina ya momo gibi uygulamalarda yönetici konumunda olan kişilerin kesinlikle çok zeki ve çocuk psikolojisinden çok iyi anladığını kabul etmek gerekir. Hangi yaştaki çocuk nasıl ikna edilir, hangi yaş grubu için hangi değerler daha önemlidir gibi soruların cevaplarını çok iyi bildikleri bir gerçek.
Anne baba olarak çocuğumuzun sadece fiziksel ( yeme, içme, temizlik) ihtiyaçlarını karşıladığımızda onunla ilgilenmiş olmuyoruz. Her yaş grubunun gelişim özellikleri ve ilgileri farklıdır ancak genel olarak çocuğun hayatında, oynadığı oyunlarda aktif olarak rol almak, sağlıklı bir iletişim kurmak, merak ettiklerini cevaplamak , duygularını anlamaya ve onları ifade etmesine yardımcı olmak, beraber geçirilen vakitleri olabildiğince o anı yaşayarak değerlendirmek, yani kısaca çocuğu psikolojik anlamda da beslemek çocukların risk grubunda olma olasılığını azaltmaktadır. Unutmayalım ki ebeveyn olarak güçlü bağlar kurdukça, çocukların psikolojik ihtiyaçlarını karşıladıkça çocuğun dış etkenlerden zarar görme olasılığı azalır.
Bunlara da bakabilirsiniz...
Çocukluk Çağı Korkuları
Çocuklarımızı Cinsel İstismardan Nasıl Koruyacağız?
Dijital Oyunlar Ve Ailenin Rolü
Ergenlik Ve Genç Yetişkinlik, Gençlerde Riskli Davranışlar
Akran Zorbalığı
Dikkat Eksikliği ve Öneriler
Tv ve Videodan öğrenen Bebek: Video'nun Zararlı Etkisi
Çocuklarla Etkili İletişim
Çocuklar İçin Dikkat Geliştirici Oyunlar