Sınav Kaygısı

Birçok öğrencinin sınava hazırlandığı şu son aylarda en çok karşılaştığımız sorunlardan biri sınav kaygısı. Liseye geçiş yapacak öğrenciler için iki ay, üniversiteye geçiş yapacak öğrenciler için ise sınava iki buçuk ay kaldı. Zaman daraldıkça yoğunlaşan sınav kaygısı, öğrencilerin bu süreçte ders çalışma performanslarını da oldukça etkiliyor. Sınav kaygısı öğrenilen bilgi ve becerinin sınanma anlarında ve ders çalışma dönemlerinde de derse dikkati verememe, ders başında oturmada isteksizlik veya sinir ve sindirim problemleri olarak kendini gösteriyor. Endişe, tedirginlik, kalp çarpıntısı, dikkat dağınıklığı, anlama güçlüğü, öğrenilen bilgiyi hatırlamada yaşanan güçlük, uyku düzeni bozulması, özgüvende azalma, kişinin kendini yetersiz ve değersiz olarak algılaması sınav kaygısının önde gelen belirtileridir. Bu belirtilerle birlikte ders başarısında belirgin bir düşüş görülmeye başlıyor. Tüm bunlarla birlikte bireyin genel duygu durumu depresif olabiliyor. Birçok sebep ve yaşanan süreç her birey için farklıdır. Ancak genel olarak baktığımızda sınav kaygısı yaşayan birey sınav sonucunu başarı ya da başarısızlık duygularının ötesinde kişiliğiyle ilişkili olarak görmektedir. ’’Ya başarısız olursam?’’ sorusuyla başlayan bu süreç ‘’Başarısız olursam beklentileri karşılayamamış ve değersiz olurum.’’ gibi olumsuz düşüncelere yol açmaktadır. Bu düşüncelerin beraberinde yaşanan kaygı, kişiyi sınava çalışmaya yoğunlaşamaz, olumsuz düşüncelerle baş edemez hale getirir. Kaygı bozuklukları kategorisinde değerlendirilen sınav kaygısı ile başa çıkmada mutlaka profesyonel destek almak gerekiyorr. Ailenin de yadsınamaz bir rolü olan sınav kaygısında, sınav kaygısıyla baş etme sürecine ailenin de dahil olması gerekmektedir. ‘’Sen yaparsın, inanıyoruz.’’ gibi aşırı kaygı ve sorumluluk yükleyen cümleler kurmak yerine çabayı destekleyen ‘’Elinden geleni yapıyor olman bizi mutlu ediyor.’’ gibi cümleler kurmak daha faydalı olacaktır. Uzm. Psk. Z. Pelin Özdemir